Dominyon Cumhuriyeti miyiz?

Dünyada değişik yönetim biçimleri de varmış. Okuduklarım arasında ülkemize en uygun yönetim biçimi DOMİNYON.

Daha çok muz cumhuriyeti durumunda olan ülke idareleri için söz konusu. Emperyalist ülkeler bu sistemle en güzel şekilde gelişmekte olan veya gelişmemiş olan, yarı askeri yönetimlere sahip ülkeleri bu şekilde daha iyi yönetebilmekteler.

Dominyon yönetim biçiminin esası ülke, yabancı güçlerce değil, ülkenin kendi içinden çıkan fakat tamamen emperyalist ülkelerin çıkarlarına hizmet edecek yöneticiler tarafından yönetilmektedir. Bu şekilde yönetilen ülkelerin halklarından yönetim şekli konusunda fazla itiraz gelmemektedir. Belki farkında da varamamaktadırlar.


Ülkemizde yıllardır batıdan icazet alarak parti kuran, politikalarını Avrupa-Amerika ekseninde hazırlayan, askeri harekatlarını uygulamada batılı ülkelerin iznini bekleyen politikacılarımızı, yöneticilerimizi gördükçe maalesef ülkemizin Cumhuriyet değil tamamen bir DOMİNYON olduğu kanaatı oluşmuştur.

Hatta DOMİNYON modelinin oluşmasında batılı emperyalistler zorlamamış bilhassa bizim yerli siyasetçilerimiz gönüllü olmuşlardır.

Batı kulübüne girebilmek için taviz üstüne taviz veren hükümetlerimiz, siyasetçilerimiz gönüllü bir şekilde ayağımıza pranga, başımıza çuval geçirmişlerdir. Milli eğitim politikalarımız yabancı güçlerce belirlenmektedir.


Tarım politikalarımız IMF ve Dünya bankası tarafından belirlenmektedir. Ne ekip dikeceğine bile karışmaktadırlar. 


Mısır-Tütün-Şeker-Fındık gibi ülkemiz için son derece hassas ürünler hakkında dahi ipleri eline almışlardır. Buna karşın yöneticilerimiz hala bağımsız karar alamamaktadır.
İşçimize, emeklimize, memurumuza vereceğimiz ücretlerden, ücret artış yüzdelerine, sigorta reformlarından ilaç satışlarına kadar yabancılar her b*ka maydanoz olmaktadırlar ve hala yöneticilerimizin yabancıları iç işlerimize karışmalarına engel olmamaktadırlar.

Ve maalesef Türkiye ve Türk insanı her geçen gün dünyada parlayan bir yıldız olacağına aksine her geçen gün daha karamsar, daha mutsuz, daha geleceğinden umutsuz bir hale gelmektedir, getirilmektedir.


Bu hale getirenler ise her mekan ve platformda yaptıklarından utanacakları yerde övünmektedirler. Devamı oldukları önceki hükümetlerle yarışmaktadırlar.


kaynak: blogcu 2008

Yorumlar

Popüler Yayınlar