Atatürk'ün Avrupalılar Hakkındaki Düşünceleri
"Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dostlar edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdır. Sizden kim onları dost edinirse/onları işlerinin başına getirirse o, onlardandır. Allah, zalimler toplumunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz."
(Mâide, 51)
(Mâide, 51)
Başta Ehlikitap toplumlar (Yahudi ve Hıristiyanlar) olmak üzere, İslam'a ve Müslümanlara kötülükler yapmış toplumları ve kişileri dost edinmek, hele hele onları güdücü-yönetici mevkiine getirip Müslümanların işlerini ve iplerini onların eline vermek, Allah'ın öfkesine çarpılmanın temel sebeplerinden biridir. Bu pencereden baktığımızda, örneğin, Türkiye'nin AB tutkusu, önümüze sarsıcı tespitler çıkarmaktadır. AB ve ABD gibi; zulüm, riya, sömürü toplumlarını, onların içine girip üyesi olmak (Kur'an'ın deyimiyle, içlerine dalmak) suretiyle iş ve emanetlerin başına getirmek, müslüman kitlelerin egemenliğini onların eline vermek Kur'an'ın değişik bağlamlarda dikkat çektiği büyük felaketlerden biridir.
İslam tarihinde bu felakete devlet adamı olarak ilk dikkat çeken önder Mustafa Kemal Atatürk oldu. Avrupalılar ve Avrupa hakkında değişik bağlamlarda defalarca tekrarladığı söz şudur: "Avrupalıların namusuna güvenemeyiz"
Atatürk, Hıristiyan Batı'nın müslümanlara düşmanlığı söz konusu edildiğinde özellikle İngilizlere yollama yapmaktadır. İşte birkaç tespit:
İslam tarihinde bu felakete devlet adamı olarak ilk dikkat çeken önder Mustafa Kemal Atatürk oldu. Avrupalılar ve Avrupa hakkında değişik bağlamlarda defalarca tekrarladığı söz şudur: "Avrupalıların namusuna güvenemeyiz"
- İngilizlerden söz edilirken de şöyle konuşuyor: "Milletimiz namusludur; namuslu muhataplar ister."
(Atatürk'ün Bütün Eserleri, 15/87) - 22 Eylül 1923'te konuştuğu Avusturyalı gazeteciye şunu söylüyor: "Batı, haraplığımızı çabuklaştırmak için ne lazımsa yapmıştır."
(Aynı eser, 16/118) - Atatürk'e göre, müslüman dünya "Sahte ve marazlı olan Avrupa hain siyasetinin asırlardan beri tatbik ettiği imha politikasından mâlül ve perişandır."
(Atatürk'ün Bütün Eserleri, 10/40) - "Avrupa milletlerinin bizimle münasebetlerinin can damarı siyasî entrikalardır."
(Aynı eser, 16/37) - "Onlar bizi adam saymaz, bize karşı vefasızlığı namusa aykırı görmezler."
(Aynı eser, 5/28, 56) - Daha da ötesi, "Onlar bizi hayvan gibi görmektedirler."
(Aynı eser, 4/389)
Atatürk, Hıristiyan Batı'nın müslümanlara düşmanlığı söz konusu edildiğinde özellikle İngilizlere yollama yapmaktadır. İşte birkaç tespit:
- "Dinimizin ve bağımsızlığımızın haini olan İngilizler, müslümanların en alçak düşmanlarıdır."
(Aynı eser, 10/108) - Avrupa'ya teslimiyetin sonucu İslam'dan kopmak olacaktır.
(Aynı eser, 12/314)
Bakara 120.ayet bu noktanın altını çiziyor:
"Sen onların öz milletlerine uymadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da senden asla hoşnut olmaz. De ki, 'Allah'ın kılavuzluğu, erdirici kılavuzluğun ta kendisidir.' İlimden sana ulaşan nasipten sonra bunların boş ve iğreti arzularına uyarsan, Allah katından ne bir dostun/destekçin olur ne de bir yardımcın."
Onlara yaranmanın yolu, demokrasi veya çağdaşlaşma değildir; Kur'an'ın söylediği gibi, 'tam teslimiyet'tir. Ne var ki onlar, müslüman kitleleri teslim alırken, onları demokratikleştirdiklerini, uygarlaştırdıklarını, ıslah ettiklerini söyleyerek egemenlik kurarlar. Batı'nın bu şeytanî oyunu, Atatürk tarafından daha 1922'de ayrıntılarıyla ifade edilmiştir.
(bknz. Atatürk'ün Bütün Eserleri, 12/312)
(bknz. Atatürk'ün Bütün Eserleri, 12/312)
Atatürk; 'Müslümanlara demokrasi ve özgürlük' sakızını en çok çiğneyen ABD'nin müslümanları aldatmada çok ustaca oynadığını da çok erken bir devirde görmüştür.
10 Kasım 1919 gibi çok erken bir tarihte şöyle diyor ABD için:
10 Kasım 1919 gibi çok erken bir tarihte şöyle diyor ABD için:
- "Bu maddî ve menfaatperest devletten büyük bir şey beklemek doğru değildir. Dostumuz yoktur. Dostumuz millî birliğimizdir."
(Aynı eser, 5/130, 131)
Mâide Suresi'nin 52-53.ayetlerinde, Ehli kitap'ı dost ve güdücü yapanların hangi gerekçeleri dillerine dolayacakları da mucize bir ifadeyle gösterilmiştir.
Yorumlar
Yorum Gönder