Saçların önemi üzerine...!
Çocukken babanız muhakkak berbere götürmüştür, berber sorardı hemen "nasıl yapalım?", en çok duyduğumuz söz "sıfıra vur" olurdu, biraz daha insaflısı "alabros olsun"du! Ona da razıydık ya biz!
Babam, dedemin verdiği manuel traş makinasıyla, sürekli SIFIR numaraya vururdu, kardeşimle benim kafalarımızı! Biz saçımızı uzun severdik! Sonra bıktık bu işten, gidip gizlice kırdık makinayı! Paramparça! Dedeme de çok kızmıştık niye verdi diye...
Zaman ilerledikçe uzun saç merakımızı evden işte, içten dıştan örselemeye devam ettiler. Barış Manço'yu örnek gösterirdik, "O başka ooo..." derlerdi, "elalem ne der" denirdi, "Eskiden Türkler hep uzun saçlıymış", "Peygamberimizin de saçı uzunmuş ama" diyerek 12'den vurmayı denesek de, "Tövbe, tövbe.. lahavle.."ler başlardı hemen!
Aradan 40 yılı aşkın zaman geçmiş bugün babama anlatırım her fırsatta, niye saçımızı uzun sevmedin, okşamadın, taramadın!
Neden zengin çocuklarının saçları uzun ve bakımlı fakir çocuklarınınki sıfır numaraydı diye hala sorarım! Elin oğlu Ediz Hun gibi inek yalamış saçlarıyla canti canti gezerken, Biz Tatar Ramazan gibi sokaklarda! Sona bakar mıydı kızlar, sıfır numara tarla gibi yolunmuş kafalı çocuklara! Evet çocuklar için bu bile bir göstergeydi okulda...
Bize bir hikaye anlatırlardı, 'kasap oğluna her gün et yedirir, işçi de oğlunun her hafta saçını kesermiş! Eeee, ayın sonunda güreşi saçı kesilen çocuk kazanmış.'
Böyle de ikna edici metot kullanırlardı... YERSEN, ki yerdik!!
Sonra travma bitmedi, meslek lisesinde öğretmenlerimiz saçımız biraz olsa alır makası en olmadık yerden keser gönderirdi berbere, yok yazardılar.
Peki düz liselilerin neden hep saçları bakımlı ve gürdü!
"İşçisin iş kal" demenin, bir başka psikolojik baskıyla öğretme yolu muydu?
Keza askere giderken ilk yapılan şeydir saçları kesmek! SIFIRA. Farklılığa tahammül yok! Hepiniz ER'siniz, Hizaya geçilecek, GEÇ...! Firarileri terminallerde yakalamak çok kolay oluyordu belki bu sayede?
Esirlerin, hükümlülerin saçları kesilir ilk olarak, kalite ve hijyen sebebiyle derler ama insanları teslim almanın, insanı bastırmanın ilk yoluydu sanki saçlarını kesmek, sözünü kesmek gibi, düşüncesini açıklamasına engel olmak gibi. Fiziki cebir!
Hastanelerde yatan hastaların da saçlarının kesildiğini duymuşsunuzdur! Kim uğraşacak hastanın saç bakımıyla dimi!
Şimdi her hastanenin neredeyse içinde bir kuaför var!
Toplayın hepsini, yemyeşil yaprakları, rengarenk dalları, kolları olan bir ağacı kereste haline getirmek bunun adı! Şekle sokmak. Hizaya getirmek, teslim almak!
Zaman ilerleyip kel de kalınca, kel artistleri sevmeye başladık Yull Bryner karizmasından aldık biraz, Yeni nesil Jason Statham vb gibi saçsız oyuncular çıktıkça güvenimiz biraz daha yerine geldi!
Babalar çocuklarınızı ezdirmeyin, başlarını önlerine eğdirmeyin, çocuğunun saçı biraz uzun olsun, sevin okşayın tarayın...! Saçın da diğer organları gibi bir organı olduğunu da unutmayın!
Şimdiki çocuklar harika! gidiyorlar berbere, berber abisine istediği saç şeklini gösteriyor, şekil şekil, kazıma falan, futbolcu abilerinden özeniyorlar daha çok! Babaları da ses etmiyor, kızmıyor... Zamanın ruhu!
Erkek çocukları açısından saçın önemi hakkında bu kadar konuşabildiysek, kız çocukları için saçın önemini denizler mürekkep olsa yazamaz!
Ölünce mezarda ilk çürüyen organın saçlarımızın olması da ayrıca enteresan.!
Bu kadar saç muhabbeti yeter, sabırla okuyanlara teşekkürler.
Yorumlar
Yorum Gönder