El Alem Tanrısı ve Sanrılarımız...

"El alem" ne der?, Ya "el alem" görürse?, Aman "el alem" görmesin? , Ya "el alem" duyarsa, "el alem"e rezil olacağız, yada Amaan "el alem" görürse görsün?, "el alem"den bana ne!, "el alem"in ağzına sakız olmayalım da...!


El ile alem el ele tutuşturulmuş, olmuş sana "el alem" tanrısı.


Sizin çocuk ne zaman evleniyor? Ne zaman askere gidiyor? Askerden geldi evlenir artık? Evlendin, çocuk yok mu? Ne zaman emekli olacaksın? 

Cenaze namazlarında safa girip "ölüm ne zaman" demediler bir tek!


Allah'tan korkmadık, çekinmedik bu "el alem" tanrısından çekindiğimiz kadar! 

Ne zaman evleneceğimize, ne zaman askere gideceğimize, hangi işe gireceğimize bile bu "el alem" burnunu soktu! 

Bir nevi çevre kontrol sistemi, yapamadığını başkalarının yapmasını ve kendinde olmayan bir şeyin başkasında olmasına katlanamama, tedbir alma psikolojisi!


Eskiden "mahalle baskısı" olarak özetleyebileceğimiz "el alem" tanrısı da bugün Sosyal Medya oldu! Saydıklarımızın hepsinin hem de tam aksini bugün medya, magazin programları, diziler bunu ve daha fazlasını yapıyor! Anormal her şeye arka çıkıyorlar!


"El alem ne der" den "Bakalım sosyal medya, takipçiler, fenomenler, eleştirmenler ne der?"e geldik! Ünlü olma, zenginleşme, toplumun üst katmanlarına çıkma umudu! Sosyal medyada yoksan, yoksun!


"El alem ne der" (sakın demesin) kaygısıyla yapmaktan çekindiğimiz her ne varsa bugün tam aksini "Sosyal Medya ne der" (desinler) beklentisi ile yapıyoruz, kendi halüsinasyon evrenimizde yanlışa yanlışla körükleme gidiyoruz!


Araçların arkasına "HATALIYSAM ARAYIN, BİR DAHA YAPAYIM" yazacaklar artık.

Yorumlar

Popüler Yayınlar